B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)
D. REHİN SAYFA’NIN
ALTINA DOĞRU BAK
H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK
Gasp,
haksız yere başkasının malını ele geçirmektir. Meselâ, bir kimse bir başkasının
atma biner veya sergisine oturursa, her ne kadar bunları yerlerinden ayırmasa
da gasp etmiş sayılır. Bir kimse bir başkasının evine girer ve onu evinden
çıkarır veya eve girmese bile zor kullanarak onu evden çıkarır ve ona karşı zor
kullanırsa evi gasp etmiş sayılır. Sonuncu meselede zayıf bir vecih vardır,
yani gasp etmiş sayılmaz.
Bir kimse
bir evin bir odasında oturur sahibini sadece oturduğu odadan men ederse,
yalnız o odayı gasp etmiş olur.
Bir kimse
istilâ etmek maksadı ile bir eve girer de sahibi evde yoksa, evi gasp etmiş
sayılır. Şayet ev sahibi evde olur ve onu evden çıkarmazsa evin yarısını gasp
etmiş olur. Ancak gâsıp ev sahibinden güçlü değilse, bir şey gasbetmiş
sayılmaz.
Zorla
alman mal mevcut ise, gâsibin derhal sahibine iade etmesi lazımdır. İade
etmeyip eli altında iken telef olursa malı tazmin eder. Sahibinin elindeki malı
itlaf eden kişi de onu tazmin eder.
Bir kimse
yerdeki torbanın ağzını açarak içindekilerin dökülmesine sebebiyet verir veya
torbayı açıp da düşürür ve içindeki dökülürse, malı ödemek zorundadır. Fakat
torbanın ağzını açtıktan sonra rüzgar sebebiyle yere düşerse zamin olmaz.
Bir kimse
kafesi açıp içerisindeki kuş uçarsa zamin olur. Sadece kafesin kapısını açar
da kuş derhal uçarsa en zahir kavle göre yine zamin olur. Şayet bir süre
geçtikten sonra uçarsa zamin olmaz.
Gasp
edilmiş malı, bir başkası gâsıpten alırsa eli zamin eli olur. Malın gasp
edilmiş olduğunu bilmez de sonra öğrenirse bunun hükmü gâsıbm, gâsıp kişiden
aldığı malın hükmü gibidir. Yani eli altında iken telef olursa zimmetinde
kalır. Keza malın gasp malı olduğunu bilmezse, ariye bahsinde olduğu gibi eli
aslında zamin el olur. Eli vedia alanın eli gibi eman eli ise, karar gâsıbm
aleyhine olur.
Bir kimse
bir malı gasp eden kişiden yalnız başına alır da telef ederse, karar mutlak
şekilde aleyhine olur. Yani malı tazmin eder.
Malı
tazmin eden kişi başkasına takdim etmek sureti ile onu telefe teşvik ederse,
telef eden kişi zamin olur. Bunun misali şudur: Kişi zorla aldığı malı ziyafet
yolu ile başkasına yedirirse zamin olduğu gibi, keza en zahir kavle göre yiyen
kişi de zamin olur. Buna göre, gâsıp kişi, gasp ettiği malı asıl sahibine
takdim ederek yedirirse gasp eden borçtan kurtulmuş sayılır.
1.
Gâsıbın Zimmetine Geçirdiği Mal
Bir kimse
gasp ettiği köleyi telef eder veya semavi bir afetle adi (zamin) el altında
iken telef olursa, o kölenin değerini tazmin eder. Kölenin hür kişide değer
farkı takdir edilmeyen bir organını telef ederse, kıymetinden noksan olan farkı
öder. Keza değer takdiri yapılan bir organı telef olur veya kendisi telef
ederse, keza İmam'm ilk kavline göre noksanlık farkını öder. imam'm son kavline
göre ise, kölenin telef edilen organının kıymeti takdir edilir. Bu kıymet hür
kişinin organı için takdir edilen diyet gibidir. Kölenin elinin kesilmesi
halinde kıymetinin yarısı ödenir.
Telef
edilen veya bir cinayet sonucu telef olan sair hayvanların kıymetleri takdir edilir.
Hayvanlar
dışında kalan mallar ise, ya benzeri bulunan veya kıymetlerine göre
değerlendirilen mallardır. En sahih kavle göre benzeri bulunan mallar ölçülen
tartılan ve üzerinde selem akdi yapılması caiz olanlara münhasır olan
mallardır. Meselâ su, toprak, bakır, ham metal, misk, kafur, pamuk üzüm ve un
gibi mallar benzeri bulunan mallardır. Esans ve hamur benzeri olmayan
mallardır..
Misli
bulunan mal telef edilir veya bir afet sonucu telef olursa, benzeri ödenir. Benzerini
vermek mahzurlu ise kıymeti ödenir. .En sahih kavle göre gasp edildiği günden
itibaren mislini vermenin mahzurlu olduğu güne kadar en yüksek değeri dikkate
alınır. Eğer benzeri bulunan mal bir başka beldeye nakledilmişse; mal sahibi isterse
geri getirilmesini teklif eder, isterse değerinin peşin ödenmesini talep eder.
Mal geri getirildiğinde sahibine iade edilir. Şayet mal nakledildiği beldede
telef olursa, mal sahibi benzerini iki beldeden birine göre (malm telef olduğu
veya nakledildiği beldeye göre) talep edebilir. Benzeri mevcut değilse, en
yüksek değeri takdir eden beldeye göre gâsibi borçlandırır.
Mal
sahibi gasp edeni malm telef edildiği belde dışındaki bir beldede görürse, en
sahih kavle göre mal da para gibi nakli bir masraf gerektirmiyorsa, malın
benzerini talep edebilir. Nakil için bir masraf gerektiriyorsa benzerini talep
etmeyebilir. Fakat malm telef edildiği beldenin raicine göre malm kıymeti ile
gasibi borçlandırır.
Kıymetlerine
göre değerlendirilen mallara gelince, gasp edildiği günden telef edildiği güne
kadar olan kıymetin en yükseği tazmin edilir. Mal, zorla alınmadan telef
olursa, telef olduğu günün kıymeti tazmin edilir. Zorla alınmamış köleye karşı
cinayet işlenir ve bunun sirayetiyle telef olursa yine kıymetin en yükseği
tazmin edilir.
Müslüman
kişiye ait içki telef edilirse tazmin edilmez. Zımmi-ye ait içki ise dökülerek
telef edilemez. Ancak alenen içer veya satışım yaparsa döktürülür. Şayet alenen
kullanmazsa geri kalanı iade edilir. Keza müslümandan gasp edilen muhterem malm
geri kalanı da sahibine iade edilir.
Put ve
çalgı aletleri telef edilirse bunlar için bir şey ödemek gerekmez. En sahih
kavle göre bu aletler aşırı tarzda kırılmamalıdır. Ancak, eski hallerine
dönecek biçimde parçalarını ayırmak gerekir. Sahibinin zorluk çıkarması
nedeniyle adaba uygun olarak kötülüğe mani olamayan kişi, kötülüğü en kolay
şekliyle ortadan kaldırmalıdır.
Gasp eden
kişi ev ve köle gibi bir malm menfaatini zamin el ile giderir veya gidermesine
sebep olursa menfaati tazmin eder. Evde oturması, köleyi hizmetinde
çalıştırması gibi. Bid'i menfaati giderir-se tazmin etmez. Cariye ile cinsel
ilişkide bulunması gibi. Menfaatin gidermesine sebep olan zamin olur. Keza hür
kişinin bedeninin menfaatini gideren en sahih kavle göre zamin olur.
Gasp
edilen mal kullanılmaksızın eksilirse, noksanlık farkı ile birlikte bedelinin
ödenmesi vacibtir. Keza kullanmak sureti ile menfaati noksanlaşırsa, noksanlık
farkı ile birlikte bedelinin ödenmesi en sahih kavle göre vacibtir. Elbiseyi
giyerek eskitmek gibi.
2. Zorla
Alanın ve Mal Sahibinin İhtilâfı
Gâsıp,
gasp ettiği malm telef olduğunu iddia eder, mal sahibi ise telef olmadığım
söylerse, en sahih kavle göre gâsıp yemini ile birlikte doğrulanır. Gâsıp yemin
ederse, en sahih kavle göre mal sahibi onu borçlandırır.
Malın
değeri konusunda veya gasp edilmiş kölenin üzerindeki elbise veya tabii bir
ayıp konusunda ihtilâfa düşerlerse, gâsıp yemini ile doğrulanır. Yeni peyda
olmuş ayıp konusunda ise en sahih kavle göre mal sahibi yemini ile birlikte doğrulanır.
Gâsıp
malın aynısını iade ederken değeri düşmüşse, bir şey vermesi gerekemez. Bir
kimse değeri on dirhem olan bir elbiseyi gasp eder fiyatın düşmesi nedeni ile
değeri bir dirheme, sonra elbiseyi giyerek eskittiği için yarım dirheme inerse,
elbiseyi iade ederken beş dirhem vermesi lazımdır. Bu, telef olan kısmın (gasp
edildiği günden itibaren telef edildiği güne kadar) en yüksek değeridir. Ben
diyorum ki; bir kimse değeri on dirhem olan iki mesti gasp eder de bir tanesi
telef olur ve geri kalanın değeri iki dirhem olup iade ederse veya bir tanesi
gasp yolu ile veya sahibinin elinde telef olursa, en sahih kavle göre sekiz
dirhem ödemesi lazımdır. Allah daha iyi bilir.
Malda
peyda olan bir noksanlık malın telef olmasına sirayet ederse, buğdayı öğütüp un
haline getirmek gibi, bunun hükmü telef edilen malın hükmü gibidir. Bir kavle
göre malı noksanlık farkı ile iade eder.
Zorla
alman köle cinayet işler de zimmetine bir mal taallûk ederse, gâsıp kölenin
değeri ile telef edilen malın değerinden az olanı ile köleyi kurtarır. Cani
köle gâsıbm eli altında iken telef olursa, kölenin sahibi gasıbı en yüksek
değerle borçlandırır. Gasp edilen köle, birine karşı cinayet işlerse mağdur
kişi, isterse gasibi borçlandırır, isterse hakkını sahibinin alacağı mala
bağlar. Sonra köle sahibi hakkını gâsıp kişiden alır. Gâsıp cani köleyi
sahibine iade eder de sahibi onu satar ve mağdur da hakkını bu ücretten alırsa,
köle sahibi bu parayı gâsıp kişiden alır.
Bir kimse
bir araziyi gasp edip toprağını başka bir tarafa naklederse, toprağı veya
benzerini iade etmesi veya tarlayı eski haline dönüştürmesi için tarla sahibi
gâsıp kişiyi icbar eder. Toprağı iade etmede bir gaye varsa, tarla sahibinin
talebi olmasa da toprağı alan kişinin toprağı yerine iade etmesi gerekir. İade
etmede bir gaye yoksa en sahih kavle göre izin almadan iade edemez.
Kuyu
kazmanın ve tekrar doldurmanın hükmü, tarlanın hükmüne kıyas edilir. Kişi gasp
ettiği toprağı iade ederken tarlada bir noksanlık olmazsa, değer farkını
ödemez. Lakin gasp ettiği günden itibaren iade ettiği güne kadar geçen zaman
için ücret-i misil öder. Eğer bir noksanlık olmuşsa ücretle birlikte
noksanlaşan kısmın bedelini verir.
Bir kimse
yağ gibi bir şeyi gasp eder, kaynatır ve bu sebeple kıymetinde değil de kendisinde
bir eksilme olursa, malı ve en sahih kavle göre eksilen kısmın mislini;
değerinde bir noksanlık olmuşsa sadece değer farkını ödemesi lazımdır. Şayet
hem kıymetinde hem de kendisinde bir noksanlık olmuşsa, eksilen kısmı tazmin
eder. Gasp edilen malın değerinde fazla noksanlık olmuşsa gâsıp malın geri
kalanı ile beraber değer farkını da iade eder. En sahih kavle göre maldaki
artış, kendinden önceki noksanlığı karşılayamaz. Bunun misali şudur: Gasp
edilen cariye zayıflar, değeri eksilir ve sonra kilo alırsa; bu kilo önceki
noksanlık farkını karşılayamaz. Cariyeyi geri iade ederken noksanlık farkını da
ödemesi lazımdır.
Gasp
edilen kişi gâsıbm elinde iken bildiği sanatını unutur da sonradan tekrar
hatırlarsa, bu hatırlama evvelki unutmanın yerine geçer. Öğrendiği yeni sanat
ise, alimlerin ittifakı ile unuttuğu sanatın yerine sayılamaz.
Bir kimse
şırayı gasp eder de şıra rakıya dönüşür ve sonra da sirke olursa, en sahih
kavle göre sirkeyi sahibine teslim eder. Sirkenin değeri düşük olursa, değer
farkı ödemesi gerekir. Şayet rakıyı gasp eder ve sirkeye dönüşürse veya
meytenin derisini tabaklarsa, en sahih kavle göre sirkeyi de deriyi de sahibine
teslim eder.
3. Gâsıp
Malda Meydana Gelen Artış
Gasp
edilen maldaki artış kasaranın yaptığı gibi sadece bir iz şeklinde ise, bu
sebeple gâsıbm bir şey ödemesi gerekmez. Mal sahibi -mümkün ise- malının eski
haliyle iadesini veya değeri eksilmişse değer farkını isteyebilir. Maldaki
artış tarlada bina yapmak veya fidan dikmek gibi bir ayın ise, binayı yıkması
ve fidanları sökmesi için teklif edebilir.
Gâsıp,
gasp ettiği elbiseyi aynı boya ile boyar ve boyayı giderme imkanı varsa, en
sahih kavle göre gidermesi için icbar edilir. Boyayı gidermek mümkün değilse
ve elbisenin değeri boya sebebi ileartmamışsa, bunda gâsıp için bir şey yoktur.
Değeri düşmüşse, değer farkını ödemesi lazımdır. Şayet değeri yükselmişse her
ikisi de kâra ortak olur.
Gâsıp,
malı bir başka mala karıştırmışsa ve onu ayırmak mümkün ise -zor olsa bile-
ayırması lazımdır. Ayırması mahzurlu ise, mezhepçe kabul edilen rivayete göre
bunun hükmü malı telef edenin hükmü gibidir. Mal sahibi bu konuda gasibi
borçlandırabüir, Gâsib, aynı malı iade etmelidir.
Bir kimse
bir direk gasp eder de üzerine bina yaparsa, direğin çıkarılması lazımdır.
Şayet geminin yapımında kullanılmışsa sökülür. Ancak bir canın veya masum olan
iki kişinin malının telef olması korkusu varsa sökülemez.
Bir kimse
gasp ettiği cariye ile cinsel ilişkide bulunur ve bunun haram olduğunu bilirse
kendisine had cezası verilir. Haram olduğunu bilmezse ceza verilmez. Fakat her
iki durumda da gâsıbıh mehir ödemesi lazımdır. Ancak cariye rıza göstermişse,
en sahih kavle göre mehir vermesi vacib değildir. Cariye bu fiilin haram
olduğunu bilirse kendisine had cezası verilir.
Müşterinin
gâsıp kişiden satm aldığı cariye ile cinsel ilişkide bulunmasının hükmü, cariye
ile cinsel ilişkide bulunması sebebi ile gasibe tatbik edilen had ve vermesi
gereken mehrin hükmü gibidir. Mal sahibi müşteriyi mehir vermekle
borçlandırırsa, en zahir kavle göre müşteri verdiği mehri gasp eden kişiden
alamaz.
Müşteri
veya gâsıp cariye ile cinsel ilişkide bulunmanın haram olduğunu bilerek
cariyeyi hamile bırakırsa, doğan çocuk nesebi belli olmayan köle olur. Haram
olduğunu bilmiyorsa, çocuk nesebi belli ve hür olur. Ancak müşteri, çocuğun
doğduğu gün bir kölenin değeri ne ise o değeri cariyenin efendisine
vermelidir. Müşteri verdiği değeri gâsıptan alır.
Mal
müşterinin eli altında iken telef olur ve mal sahibi onu borçlandırırsa,
müşteri bunu gasp eden kişiden alamaz. Keza en zahir kavle göre mal müşterinin
yanında iken ayıplı hale gelirse, değer farkını gâsıpten alamaz. En zahir kavle
göre müşteri maldan bir menfaat elde eder ve menfaatin bedelini öderse bunu
gâsıptan alamaz.
Müşteri
bir kazanç elde etmeksizin elinde bulundurduğu malın kazancı telef olursa, en
sahih kavle göre ödediği bedeli gâsıtan alır. Yine en sahih kavle göre mal
sahibi tarlasında inşa edilmiş binayı bozar veya dikilen fidanları söker ve
müşteri değer farkım öderse bu farkı gâsıptan alır.
Mal
sahibinin müşteriyi borçlandırdığı şeyi gâsıbm da ödemesi gerekiyorsa, müşteri
bunu gâsıptan alır. Şayet mal müşterinin elinde iken telef olur da mal sahibi
onu gâsıptan alırsa, gâsıp müşteriden alamaz. Mal sahibi gâsıbm ödemesi
gerekmediği şeyi gâsıptan alırsa, gâsıb verdiği malı müşteriden alır. Ben
diyorum ki; gâsıbm elindeki mal başkasının eline geçerse bunun hükmü,
müşterinin hükmü gibidir. Allah daha iyi bilir.
R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)
S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)