Satışın
bir şartı icab (teklif)'tır. Satıcının: "Bu malı şu fiyata sana sattım
veya şu malı sana mülk ettim." demesi gibi. Diğer şartı ise kabuldür.
Müşterinin: "Satın aldım veya mülk edindim veya kabul ettim." demesi
gibi.
Akid
esnasında alıcının kabul sözünün satıcının icab sözünden önce olması caizdir.
Meselâ alıcı satıcıya: "Şu malı bana sat." der ve satıcı da:
"Sattım." derse, en zahir kavle göre akid tamamdır. En sahih kavle
göre satış akdi kinayeli kelimelerle de olur. Satıcının müşteriye: "Şu
malı senin için kıldım." demesi gibi.
İcab ve
kabul kelimeleri arasına uzun bir fasılanın girmemesi ve icab ile kabul
lafzının birbirine uygun olması şarttır. Buna göre, satıcı müşteriye: "Şu
malı kırık bin lira ile sana sattım." der, müşteri de: "Sağlam bin
lira ile kabul ettim." derse, akid sahih olmaz.
Dilsiz
olanın alışveriş ile ilgili işareti sözü gibi olup, satıcı ve müşterinin reşid
olmaları şarttır.
Ben
diyorum ki; alışverişte haksız yere bir zorlama olmamalıdır. Kafir kimseye
Kur'an-ı Kerim'i ve en zahir kavle göre müslüman köleyi satmak caiz değildir.
Ancak azad etmesi maksadı ile köleyi kafire satmak en sahih kavle göre caizdir.
Müslümanlarla savaş halinde olan kafire silâh satmak da caiz değildir. Allah
daha iyi bilir.
Üzerine
akid yapılan malın şartları şunlardır:
1- Üzerine akid yapılan mal bizzat temiz
olmalıdır. Şu halde; köpek, içki ve temizlenmesi mümkün olmayan necis sirke ve
süt gibi şeyleri satmak caiz değildir. Keza en sahih kavle göre, temizlenmesi
mümkün olmayan necis yağın hükmü de böyledir.
2-
Satılan mal, kendisinden yararlanılabilen bir mal olmalıdır. Faydası olmayan
haşerelerin, tüm yırtıcı hayvanların, bir iki buğday tanesi gibi şeyler ile
haram olan çalgı aletlerinin satışı caiz değildir. Zayıf kavle göre çalgı
aletinin parçası bir mal sayılırsa satışı sahihtir. En sahih kavle göre
nehirdeki suyu ve sahradaki toprağı satmak caizdir.
3-
Satılan malın müşteriye teslim edilmesi mümkün olmalıdır. Kayıp olan bir malı,
kaçmış köleyi veya gasp edilmiş bir malı satmak caiz değildir. Müşteri malı ele
geçirmeye muktedir ise, en sahih kavle göre satış akdi caiz olur.
Kap ve
kılıç gibi şeylerin belli bir kısmını satmak caiz değildir. En sahih kavle
göre, bir parçasını kesmekle kendisinde noksanlık meydana gelmeyen elbiseyi
satmak caizdir. Rehin verenin izni olmadan rehineyi satmak ve en zahir kavle
göre, boynuna mal taallûk eden cani köleyi satmak caiz değildir. Zimmetinde mal
bulunan köleyi satmanın zararı yoktur. Keza en zahir kavle göre, zimmetinde
kısas cezası bulunan köleyi satmanın da zararı yoktur.
4-
Satılık mal, satıcının mülkü olmalıdır. Fuzuli akid (mal sahibinin izni
olmadan veya velayet hakkı olmadan yapılan akid) geçersizdir. İmam'm ilk
kavline göre fuzuli satış dondurulur; sahibi rıza gösterirse geçerli olur, rıza
göstermezse akid geçerli olmaz. Bir kimse hayatta olduğunu zannederek
mirasçısı olduğu kişinin malını satar da sonra öldüğü ortaya çıkarsa, en zahir
kavle göre satış sahihtir.
5-
Satılık malın miktarı ve nitelikleri satıcı ve alıcı tarafından bilinmelidir.
Buna göre kıymetleri eşit olsa da iki elbiseden biri satılırsa akid batıldır.
Bir yığın
buğdaydan belli sayıda birkaç sa' (avuç) satmak sahihtir. Keza en sahih kavle
göre, sa'm sayısı bilinmezse de akid sahihtir. Mal sahibi müşteriye: "Şu
malı bu ev dolusu kadar buğdaya veya şu çakıl taşlarının sayısı kadar altına,
filanın atını sattığı ücrete, bin dirhem ve dinara sana satım." derse,
böyle bir satış akdi sahih değildir. Bir kimse, malını herhangi bir para
karşılığında satar da akid mahallinde genelde kullanılan bir para varsa, o para
belirlenir. Akid mahallinde iki çeşit para olur da biri genelde
kullamlmi-yorsa, hangi para karşılğında sattığını belli etmesi şarttır.
Her bir
sa' (avuç) bir dirheme olmak üzere, sa' sayısını belli etmeden bir yığın
buğdayı satmak sahihtir. Bir sa' bir dirheme olmak üzere bir yığın buğday yüz
dirheme satılır ve buğday yığını yüz sa' çıkarsa böyle bir satış sahihtir.
Yığın yüz sa' çıkmazsa, en sahih kavle göre akid caiz değildir.
Malın
bedelinin hazırda olması, miktarının bilinmesi için yeterlidir. En zahir kavle
göre, hazırda olmayan eşyanın satışı sahih değildir. Ezhere karşı olan ikinci
kavle göre satışı sahihtir. Fakat müşterinin malı görmesi halinde kendisi için
muhayyerlik hakkı vardır.
Akdin
gerçekleşeceği zamana kadar bozulmayan malın akid-den önce görülmesi, akdin
sahih olması için yeterlidir. Akdin gerçekleşeceği ana kadar bozulan malı
önceden görmek yeterli değildir. Malın gerisine delalet etmesi şartıyla satılık
malın bir bölümünü görmek yeterlidir. Bir yığın buğdayın dış kısmını veya
numunesini görmek gibi.
Malın
gerisine delalet etmeyen nar ve yumurta gibi yaratılış itibariyle malın iç
kısmını koruyan dış kabuğunu görmek, ceviz ve bademin yaratılış itibariyle olan
iç kabuğunu görmek yeterlidir.
Her mal,
kendisine mahsus özeliklere göre dikkate alınır. (Meselâ satılık mal ev ise;
tavanı, çatısı, duvarı, hamamı, kanalizasyonu ve yolu; bahçe ise ağaçları ve su
arkı gibi özellikleri dikkate alınır.) En sahih kavle göre satılık malı selem
akdi için geçerli olan sıfatlarla belirtmek, görme şartı için yeterli olmaz.
Kör
olanın selem akdi yapması caizdir. Zayıf kavle göre ise temyiz çağına varmadan
kör olmuşsa selem akdi yapması caiz değildir.
4. Bir Satışta İki Satış Akdi Yapmak
6. Bir Satışta Ayıplı İki Malı Satın Almak
8. Malın Teslimden Önceki ve Sonraki Hükmü
9. Müşterinin Malı Teslim Alması
10. Satıcının Malı Teslim Etmesi
11. Tevliye Ortaklık Murabaha ve Muhatat
14. Meyve ve Zirai Ürünlerin Satışı
15. Satıcı ve Müşterinin Anlaşmazlığı
B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)
H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK
R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)
S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)