4. Bir Satışta İki Satış Akdi Yapmak
Muhayyerlik
hakkı üç çeşittir:
a- Meclis
Muhayyerliği: Bu çeşit muhayyerlik, parayı para karşılığında veya yiyecek
maddelerini yiyecek maddeleri karşılığında satmak, selem akdi, tevliye,
ortaklık ve bir bedel üzerine yapılan sulh gibi satış akdinin nevilerinde
geçerlidir.
Bir kimse
azad etmesi gereken asıl veya füruundan bir köleyi satın alırsa, muhayyerlik
müddeti içerisinde mülkiyet hakkı satıcıya aittir veya mülkiyet durdurulur
dememiz halinde, muhayyerlik hakkı hem satıcı için hem de alıcı için vardır.
Mülkiyet hakkı müşteriye aittir dediğimiz takdirde, muhayyerlik hakkı müşteri
için değil de satıcı için olur. İbra, nikah ve bedelsiz hîbe akidlerinde
muhayyerlik hakkı olmaz. Keza bir bedel ile verilen hîbe, şüf a, icare,
müsâkât ve sıdak gibi akidlerde de en sahih kavle göre muhayyerlik , hakkı
olmaz.
Meclis
muhayyerliği iki şeyle düşer:
1- Tarafların satış akdini geçerli kılmaları:
Taraflardan biri muhayyerlik şartından vazgeçerse, onun muhayyerlik hakkı düşer
diğeri için devam eder.
2-
Tarafların akid meclisinde bir birlerinden ayrılmaları: Şayet mecliste
kalmaları uzun sürer veya beraber ikamet ederler veya odaya beraber yürürlerse,
muhayyerlik hakları devam eder. Tarafların birbirlerinden ayrılmaları,
insanların örfe göre ayrılma saydıkları şeyle olur. Şayet taraflardan biri
akid meclisinde ölür veya delirirse, en sahih kavle göre bu hak mirasçılarına
veya velilerine geçer. Taraflar birbirlerinden ayrıldıkları veya ayrılmadan
önce akdi feshettikleri konusunda anlaşmazlığa düşerlerse, inkar eden yemin
eder ve sözü doğrulanır.
b- Şart
Muhayyerliği: Satış akdi nevilerinde taraflardan ikisi veya birisi için şart
muhayyerliği vardır. Ancak riba ve selem akidlerinde malın mecliste teslim
alınması şart koşulursa, şart muhayyerliği caiz olmaz.
Şart
muhayyerliği şu şartlarla caiz olur:
1- Zaman
belli olmalıdır.
2- Belli
edilen zaman üç günden fazla olmamalıdır.
3- Zaman
art arda ve akidden itibaren hesaplanmalıdır. Zayıf kavle göre ise zaman, akid
meclisinden ayrıldıktan itibaren hesaplanır.
En zahir
kavle göre şart muhayyerliği süresince satıcı muhayyerlik hakkına sahip ise,
malın mülkiyeti onundur. Muhayyerlik hakkı müşterinin ise mülkiyeti de onundur.
Taraflardan ikisi de muhayyerlik hakkına sahip ise mal, akdin neticesi belli
oluncaya kadar durdurulur. Akid kesinleşirse mülkiyet hakkı akidden itibaren
müşteriye ait olur. Akid feshedilirse, mülkiyet hakkı satıcının olur. Akdin
feshi veya kabulü, buna delalet eden lafızlarla olur. Kişinin fesih için:
"Satışı feshettim, satışı kaldırdım veya malı geri çevirdim." demesi
gibi. Akdin kabulü için ise müşteri: "Akdi kabul ettim veya akdi geçerli
kıldım." gibi bir lafzı söylemelidir.
Muhayyerlik
müddeti içerisinde satıcının sattığı cariyesi ile cinsel ilişkide bulunması
veya sattığı köleyi hürriyetine kavuşturması akdin feshine delalet eder. Keza
bu müddet içerisinde malı satmak, icareye vermek veya cariyeyi evlendirmek de
en sahih kavle göre akdin feshine delalet eder. Yukarıda belirtilen tasarrufun
müşteri tarafından yapılması, en sahih kavle göre satışın kabulüne işaret
eder. Malı satışa arz etmek veya onda vekil tayin etmek satıcı için akdin
feshine delalet etmez. Müşteri için de akdi kabul etme sebebi olmaz, c- Ayıp
muhayyerliği: Satın alınan kölenin testislerinin buruk olması, zinakar, hırsız
veya efendisinden kaçan cinsten olması, yatağını ıslatması, nefesinin veya
dişlerinin kokması, hayvanın ise serkeş veya ısırgan olması gibi eski bir
ayıbın ortaya çıkması halinde müşteri için ayıp muhayyerliği vardır.
Maldaki
ayıp, malın kendisini veya değerini eksilten ve asıl maksadı giderecek şekilde
olan noksanlıktır. Ayrıca bu ayıp, satılan malın mislinde genellikle
bulunmamalıdır. Ayıbın akde bitişik olması veya teslimden önce olması hüküm
açısından aynıdır. Teslimden sonra meydana gelirse müşteri için muhayyerlik
hakkı olmaz. Ancak ayıp kölenin elinin kesilmesi gibi eski bir cinayete dayalı
ise, en sahih kavle göre müşteri malı geri verebilir. Kölenin eski hastalık
sebebiyle ölmesi en sahih kavle göre, bu hükmün hilâfinadır. Eski dininden
dönmesi sebebiyle öldürülürse, en sahih kavle göre satıcı ücreti tazmin eder.
Kişi bir
hayvanı satar ve ayıplardan beri olduğunu şart koşarsa, en zahir kavle göre,
bildiği değil, satıcının bilmediği tüm gizli ayıplardan beri olduğu kabul
edilir. Bu şartlarla birlikte teslimden önce yeni bir ayıp zuhur ederse,
müşteri malı geri verebilir. Satıcıy meydana gelecek ayıplardan beri olması
şartı ile malı satarsa, en sahih kavle göre akid sahih olmaz. Mal müşterinin
yanında telef olduktan veya köleyi azad ettikten sonra ayıbı anlaşılırsa,
müşteri değer farkını ister.
Erş,
fiyatın bir parçasıdır. Fiyata göre oranı, mal sağlam iken , ayıb sebebiyle
kıymetinden noksanlaşan orandır. En sahih kavle ;, göre malın değeri, malın
satış günü ile teslim alındığı gün arasındaki değerinin en azma itibar edilir.
Mal değil de malın bedeli telef olduktan sonra müşteri malın ayıplı olduğunu
öğrenirse, onu geri verir ve paranın aynısını veya değerini satıcıdan alır.
Müşterinin mülkünden çıkıp bir başkasının mülküne girdikten sonra malın ayıplı
olduğunu Öğrenirse, en sahih kavle göre ilk müşteri değer eksikliği farkını
alamaz. Eğer ikinci müşteri malı iade ederse, ilk müşte-, ri malı ilk sahibine
geri verebilir. Zayıf kavle göre ise, ikinci müşteri ayıp sebebi olmaksızın
malı geri verirse, ilk müşterinin malı ilk sahibine geri verme hakkı olmaz
.Ayıplı malı iade etmek acele üzere olur. Müşteri malı örfe göre acele üzere
geri vermelidir. Şayet vakti giren namazı kılmakta iken veya yemek yemekte iken
malın ayıbını Öğrenirse, bunlardan ayrılıncaya kadar bekleyebilir. Ayıbı akşam
öğrenmişse iadeyi sabaha kadar erteleyebilir.
Satıcı
aynı beldede ise, müşteri malı bizzat veya vekilinin vasıtasıyla satıcıya veya
vekiline teslim eder. Malı satıcıya teslim etmez de durumu hakime bildirirse bu
daha iyi olur. Satıcı kayıp ise durumu hakime bildirir. En sahih kavle göre
müşteri malı satıcıya veya hakime teslim edinceye kadar akdi feshettiğine dair
mümkünse şahit tutar. Şahit tutmaktan aciz kalırsa, en sahih kavle göre:
"Akdi feshettim." şeklinde telaffuzda bulunması lazım değildir.
Müşteri
malı iade etmek isterse, onu kullanmaması şarttır. Şayet köleyi çalıştırır
veya hayvanın üzerindeki eğer ve semeri indirirse, malı geri verme hakkı
düşer. Ancak zorla sevk edilen veya çekip götürülmesi zor olan serkeş hayvana
binmekte müşteri mazur sayılır. Müşteri kendi kusurundan dolayı iade etme
hakkını kaybederse, değer farkını alamaz.
Mal
müşterinin elinde iken bir kusur meydana gelir ve sonra maldaki eski ayıbı
öğrenirse, onu zorla iade etme hakkı düşer. Bu durumda satıcı malı geri almak
isterse, müşteri yeni ayıbın farkını ödemeksizin onu iade eder veya müşteri eski
ayıbın farkını almaksızın malı kabul eder. Şayet satıcı malı kabul etmezse,
müşteri yeni ayıbın değer farkı ile birlikte malı iade eder veya müşteri eski
ayıbın değer farkını satıcıdan alır ve malı geri iade etmez. Satıcı ve müşteri
bu iki durumun birinde anlaşırlarsa mesele yoktur. Anlaşmazlarsa, en sahih
kavle göre malı almak isteyene icabet edilir.
Satıcının
malı geri alması veya müşteriye bırakması veya değer farkını ödemesi
şıklarından birini seçmesi için müşterinin yeni ayıbı satıcıya hemen bildirmesi
vacibtir. Şayet müşteri Özrü olmaksızın durumu bildirmeyi geciktirir de malı
iade etmezse, değer farkını isteyemez.
Yumurtayı
kırmak, hindistan cevizini delmek, kurtlu olan kavunu kesmek gibi malın bozuk
olup olmadığı yeni bir ayıbın oluşmasıyla anlaşılıyorsa, en zahir kavle göre
ayıplı çıkması halinde mal, sahibine iade edilir ve değer farkı ödenmez. Eski
ayıp, yeni ayıbın en az miktarı ile bilinirse hükmü sair yeni ayıpların hükmü
gibidir.
6. Bir Satışta Ayıplı İki Malı Satın Almak
8. Malın Teslimden Önceki ve Sonraki Hükmü
9. Müşterinin Malı Teslim Alması
10. Satıcının Malı Teslim Etmesi
11. Tevliye Ortaklık Murabaha ve Muhatat
14. Meyve ve Zirai Ürünlerin Satışı
15. Satıcı ve Müşterinin Anlaşmazlığı
B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)
H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK
R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)
S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)