MİN HAC ANA SAYFA

 

BUYU’ : ALIŞVERİŞ/ TİCARET

 

A. ALIŞ -VERİŞİN ŞARTLARI

 

B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)

 

C. İKRAZ (BORÇ)

 

D. REHİN                                   SAYFA’NIN ALTINA DOĞRU BAK

 

E. İFLAS

 

F HACR (KISITLILIK)

 

G. SULH

 

H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK

 

I. HAVALE

 

J. DAMAN (TEKEFFÜL) AKDİ

 

K. ŞİRKET (ORTAKLIK)

 

L. VEKALET

 

M. İKRAR (İTİRAF)

 

N. ÂRIYE (İĞRETİ)

 

O. GASP

 

P. ŞÜF'A (ÖNCELİK HAKKI)

 

R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)

Mudarebe veya kırad akdi, bir kişinin karda ortak olmak ve ti­caret yapmak amacı ile bir başkasına mal vermesini öngören bir akiddir. Mudarebenin sahih olmasının şartları şunlardır:

 

1- Sermaye (ana para): Sermaye için gerekli olan şartlar şun­lardır:

 

a-Ana para halis altın veya gümüş olmalıdır. Külçe halinde olan altın ve gümüş ile sikkeli olmayan ziynet eşyaları, mağşuş (altın ve gümüşü az olan) para ve ticaret malı ile mudarebe akdi yapmak caiz değildir.

 

b- Miktarı belli ve peşin olmalıdır. Zayıf kavle göre, eşit miktar­da olan iki keseden biri ile mudarebe akdi yapmak caizdir.

 

c- Sermaye amile (işçiye) teslim edilmelidir. Ana paranın mal sahibinin elinde olması veya mal sahibinin amil ile birlikte çalışması şart koşulursa akid caiz olmaz. Amil ile birlikte mal sahibinin hiz­metçisinin çalışması şart koşulursa, en sahih kavle göre akid caizdir.

 

2- Amil (işçi): Amil ile ilgili şartlar şunlardır:

 

a- Amilin görevi ticaret yapmak ve ticaret ile ilgili çalışma ol­malıdır. Kumaşı açıp bakmak ve sarmak gibi. Buğdayı satın alıp öğütmek, unu ekmek yapıp satmak veya ipi satın alıp dokumak ve dokunmuş ipi satmak gibi şartlarla amil ile yapılan akid fasittir.

 

b- Mal sahibi amile belli bir mal satın almasını veya nadir bu­lunan şeyleri almasını veya belli bir şahısla muamele yapmasını şart koşarsa, akid caiz olmaz,

 

c- Mudarebe akdinin vakti belli bir süre ile sınırlandırılması şart değildir. Eğer mal sahibi, müddeti belli eder ve ondan sonra amili tasarruftan men ederse akid fasittir. Belli ettiği süreden sonra satın almayı yasaklarsa, en sahih kavle göre akid fâsid olmaz.

 

d- Kârın taraflara tahsis edilmesi ve tarafların kâra ortak ol­maları şarttır. Şayet sermaye sahibi amile: "Kârın tümü senin ol­mak üzere seninle mudarebe akdi yapıyorum." derse böyle bir akid fasittir. Zayıf kavle göre ise akid sahihtir. Ancak mal sahibi: "Kârın tamamı benimdir." derse akid fasittir. Başka bir zayıf kavle göre ise akid  teberru  sayılır.  Yani  amil,  mal  sahibi için teberru  olarak çalışmış olur.

 

e- Kârdan tarafların alacakları hisse belli olmalıdır. Sermaye sahibi amile: "Kârda bir ortağın olmak üzere veya kârın bir hissesi senin olmak üzere seninle mudarebe akdi yapıyorum" derse, akid fasittir. Şayet: "Kâr aramızda olmak üzere seninle mudarebe akdi yaptım." derse en sahih kavle göre akid sahih olup kârı yarı yarıya bölüşürler. Şayet mal sahibi: "Kârın yarısı benimdir." derse en sahih kavle göre akid fasittir. Şayet: "Kârın yarısı senin olsun." derse, en sahih kavle göre akid sahihtir. Taraflardan biri için kârdan on dir­hem veya sermayenin bir türünün kârı şart koşulursa akid fasit olur.

 

1. Mudarebenin Hükümleri

 

Mudarebe akdinde icap ve kabul lafzının olması şarttır. Zayıf kavle göre kabul lafzı fiil ile gerçekleşir. İcap ve kabulün şartları, ve­kil ve müvekkilin şartları gibidir.

 

Amil mal sahibinden izin alarak -çalışma ve kârda kendisine ortak olmak üzere- bir başkası ile akid yaparsa, en sahih kavle göre caiz değildir. İzin almaksızın başkası ile akidleşirse akid fasittir.

 

İkinci ortak, birinci ortağın verdiği mudarebe malı ile tasarruf­ta bulunursa, hükmü gâsıp kişinin hükmü gibidir. Şayet kendi zim­meti üzerine bir malı satın alır ve parayı mudarebenin malından öderse, imam'm son kavline ve en sahih kavle göre kâr ilk or­tağındır. İlk ortak ikinci ortağa ücret-i misil verir. Zayıf kavle göre kâr ikinci ortağındır. İkinci ortak mudarebe malının aynısı ile bir mal satın alırsa akid geçersizdir.

 

Bir kimse iki kişi ile mudarebe akdi yaparsa, birinin kâr oranının diğerinden fazla olması veya oranlarının aynı olması caiz­dir. İki kişi bir olup kârdan amilin ücreti verildikten sonra her biri­nin kârı malı nispetinde olmak üzere mudarebe akdi yapılırsa akid caizdir.

 

Mudarebe akdi fesada uğrarsa, amilin yaptığı tasarruflar ge­çerli olup kâr sermaye sahibine aittir. Amile çalışmasına karşılık ücret-i misil verilir. Ancak mal sahibi amile: "Kârın tamamı benim olmak üzere seninle akid yapmıştım." derse, en sahih kavle göre amilin bir şey alma hakkı olmaz.

 

Amil, fahiş olmamak şartı ile düşük fiyatla malda tasarrufta bulunabilir. Fakat mal sahibinin izni olmadan malı veresiye vere­mez. Amil, malı ticaret malı karşılığında satabilir. Amil aldığı malın ayıplı olduğunu görürse, geri vermesinde bir yarar varsa geri vere­bilir. Ancak geri verilmesinde bir yarar yoksa, en sahih kavle göre geri vermeyebilir. Mal sahibi de malı geri verebilir. Eğer mal sahibi ile amil, malı geri verip vermemekte ihtilâf ederlerse, maslahata uy­gun olanı yapılır.

 

Amil mudarebe malını sermaye sahibine satarak onunla mu­amele yapamaz. Mudarebe için sermayeden fazla miktarda mal satın alamaz. En sahih kavle göre, izin almadan mal sahibinin azad etmesi gereken kişiden ve onun eşinden de satın alamaz. Amil men edildiği bir şeyi yaparsa, sermaye sahibi adına gerçekleşmiş olmaz. Amil zimmeti üzerine bir şey satın alırsa akid kendisi adına gerçek­leşmiş olur. Amil izin almaksızın mudarebe malı ile yolculuğa çıka­maz. İkamet halinde bulunduğu sürece sermayeden kendisi için masraf yapamaz. Keza en zahir kavle göre, yolculuk esnasında da sermayeden masraf yapamaz.

 

Amil, örfe göre ticaretle ilgili işleri yapmalıdır. Kumaşı açıp kat­lamak, altın ve misk gibi hafif ağırlıklı eşyaları tartmak gibi. Ağır ve benzeri malları tartmak mecburiyetinde değildir. Kendisinin yapması gerekmeyen işler için adam kiralar ve ücretini sermayeden öder. En zahir kavle göre amil, kâr bölündükten sonra kendi hissesini mülk edinebilir. Kâr belli olmakla hissesini mülkiyetine geçiremez.

 

Mudarebe malından hasıl olan meyveler, hayvan yavrusu, kölenin kazancı ve kadının mehri gibi artışlar, mal sahibine aittir. Zayıf kavle göre mudarebe malından hasıl olan artışlar mudarebe malı sayılır.

 

Fiyatların düşmesi sebebi ile meydana gelen noksanlık mümkünse kâra mahsub edilir ve kârdan karşılanır. Keza tasarruf­tan (alışverişten) sonra malın bir kısmı semavi bir afetle telef olur veya gasp edilir veya çalmırsa, en sahih kavle göre telef olan mal kârdan karşılanır. Maldan meydana gelen noksanlık tasarruftan önce ise, en sahih kavle göre ana sermayeden düşürülür.

 

2. Mudarebe Akdi Caiz Olan Bir Akiddir

 

Taraflardan her biri akdi feshetme hakkına sahiptir. Taraflar­dan biri Ölür, delirir veya sürekli baygınlık geçirirse, akid sona erer. Taraflardan biri akdi feshederse, amil akid ile ilgili alacakların tümünü toplar. Mal herhangi bir eşya ise sermayeyi paraya çevirir. Zayıf kavle göre ise kâr sağlanmamış sa, sermayeyi paraya çevirmek lazım gelmez. Henüz kâr ve zarar belli olmadan mal sahibi serma­yenin bir kısmını alırsa, kalan kısım ana sermayedir.

 

Kâr belli olduktan sonra mal sahibi sermayenin bir miktarını alırsa, bir kısmı sermayeden ve bir kısmı kârdan sayılır. Bunun mi­sali şudur: Ana para yüz lira ve kâr yirmi lira ise ve mal sahibi ser­mayeden yirmi lira almışsa, malın altıda biri kârdır ki bu yirmi lira eder. (120:6=20). Şu halde mal sahibinin kârdan aldığı altıda birdir. Amil için şart koşulan da kârdan verilir. Geriye kalan ise ana serma­yedir.

 

Zarar belli olduktan sonra mal sahibi, sermayeden bir miktar alırsa, zarar alman miktar ile kalan sermayeye bölüştürülür. Bun­dan sonra kâr elde edilirse, mal sahibinin aldığı miktarın zarar payı bu kârdan karşılanması gerekmez. Bunun misali şudur: Sermaye yüz lira ise, zarar yirmi lira ve mal sahibinin aldığı yirmi lira ise, za­rarın yirmide bir çeyreği ( beş lira) mal sahibinin aldığı yirmi liraya ait olur. Sermaye ise yetmiş beş liraya iner.

 

Amil: "Hiç kâr elde etmedim, ancak şu kadarı kâr ettim, şu malı akid için aldım, kendim için aldım, mal sahibi şu şekilde alış­veriş yapmaktan beni sakındırmadı, sermayenin miktarı şu ka­dardır veya mal telef oldu." gibi iddialarda bulunursa yemini ile bir­likte doğrulanır. Keza en sahih kavle göre amil malı geri verdiğini id­dia ederse, yemini ile birlikte iddiası kabul edilir. Taraflar işçi için şart koşulan kârın oranında anlaşmazlığa düşerler ve yemin eder­lerse, amil ücret-i misil alabilir.

 

 

 

 

S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)

 

T. İCARE (KİRAYA VERME)