B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)
H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK
Kişinin
vekil tayin ettiği işleri, mülkiyet veya velayeti sebebiyle bizzat kendisinin
yapması sahih olması şarttır. Buna göre çocuğun, delinin, kadının ve ihramlınm
nikah akdi için vekil tayin etmesi sahih değildir. Çocuğun mal, nikah ve
vasiyet gibi hakları hususunda velisini vekil tayin etmesi sahihtir. Gözleri
görmeyen kişi, alım satım akdi konusunda bu hükümden müstesna olup vekil tayin
etmesi sahihtir.
Kişinin
vekalet yoluyla yapacağı işin bizzat kendisi için sahih olması şarttır. Bu bakımdan
çocuğun ve delinin vekil olması sahih değildir. Keza kadın ve ihramlmm nikah
akdi için vekil olması sahih değildir. En sahih kavle göre, eve girmeye izin
vermek ve hediyeyi sahibine ulaştırmada güvenilir çocuğun sözüne itimat edilir.
En sahih kavle göre köle, nikahı kabul etme hususunda vekillik yapabilir. Ama
nikahı teklif etmede vekil olamaz.
Vekalet
konusu olan şeyin müvekkilin mülkünde olması şarttır. Şu halde kişinin ileride
mülkiyetine alacağı köleyi satmak üzere vekil tayin etmesi ve evlenecek bir
kadını boşamak için başkasına vekalet vermesi en sahih kavle göre geçersizdir.
Vekalet
konusu olan iş vekalete elverişli olmalıdır. Bu itibarla, ibadetleri ifa etmek
için başkasını vekil tayin etmek sahih değildir. Ancak hac ibadetini eda etmek,
zekâtı hak sahiplerine dağıtmak ve kurbanı kesmek için vekil tayin etmek
caizdir. Şahitlik, ilâ, lian gibi yeminlerde vekil tayin etmek caiz olmaz. En
sahih kavle göre zihar akdi için vekil tayin etmek sahih değildir.
Alışveriş
yapmak, hîbe, selem, rahin, nikah, talâk gibi sair akidler ile akdi bozmak,
borçları teslim almak ve teslim etmek, mahkemede dava açmak ve davaya cevap
vermek gibi hususlarda vekil tayin etmek sahihtir. Keza Ölü araziyi ihya etmek,
av avlamak ve odun toplamak gibi herkese mubah olan şeyleri mülk edinmek için
vekil tayin etmek, en zahir kavle göre sahihtir. En sahih kavle göre, ikrar
akdinde vekil tayin etmek sahih değildir. Kısas, had ve kazif gibi insan
haklarına taallûk eden cezaların îfası için vekil tayin etmek sahihtir. Zayıf
kavle göre, müvekkil hazır da olsa vekilin ifadesine göre cezaları ifa etmek
caizdir.
Vekalet
konusu olan işin bazı yönleri bilinmelidir. Fakat her yönünün bilinmesi şart
değildir. Bir kimse başkasına: "Az veya çok işlerde veya bütün işlerimde
seni vekil tayin ettim veya her şeyi sana havale ettim." derse, vekalet
belirsiz olduğundan sahih değildir. Şayet: "Mallarımı satmak veya
kölelerimi azad etmek için seni vekil tayin ettim." derse, böyle bir
vekalet sahihtir. Kişi kendisine bir köle satın almak için birisini vekil tayin
ederse, kölenin türünü, bir ev satın almak isterse, mahalle ve sokağını
belirtmesi vacibtir. En sahih kavle göre paranın miktarını belirtmesi vacib
değildir.
Müvekkilin
vekalet vermeye razı olduğunu hissettiren bir lafzı söylemesi şarttır. Müvekküm
vekiline: "Şu hususta seni vekil tayin ettim, onu sana havale ettim veya o
hususta sen veküimsin." demesi gibi. Şayet müvekkil sadece: "Sat,
azad et" derse bununla da izin gerçekleşmiş olur. Vekilin lafzen:
"Kabul ettim." demesi ise şart değildir. Zayıf kavle göre kabulün
lafızla olması şarttır. Bir başka zayıf kavle göre ise: "Seni vekil tayin
ettim." gibi akid lafızlarına karşılık kabulün lafızla olması şarttır.
Ancak: "Sat, azad et." gibi emir lafızlarına karşılık kabulün
lafızla olması şart değildir. En sahih kavle göre, vekaleti bir şarta bağlamak
sahih olmaz.
Vekaleti
şarta bağlamanın caiz olmasını kabul etmemiz halinde müvekkilin tasarruf için
bir şart ileri sürmesi caizdir. Müvekkil vekiline: "Seni vekil tayin ettim
ve seni azlettiğim zaman vekilim-sin." derse, en sahih kavle göre:
"Seni vekil tayin ettim." lafzı ile vekalet derhal geçerli olur.
Şarta bağlanan vekaletten azledildikten sonra vekilin vekaletinin kendiliğinden
iade olunup olunmadığı, konusunda iki vecih vardır. Bu iki vecih görevden
almayı şarta bağlama hakkında da geçerlidir.
1. Mutlak
ve Mukayyed Satışta Vekilin Uyacağı Hususlar
Müvekkil
mutlak satış akdi için vekil tayin ederse, vekil malı akdin yapıldığı beldenin
parasından başka bir para ile veya vadeli veya aşırı bir aldanma ile satamaz.
Aşırı aldanmadan maksat, genellikle olması ihtimal dahilinde olmayan fazla bir
aldanmadır. Vekil bu üç şekilden birine göre malı satar ve müşteriye teslim
ederse malı tazmin eder.
Müvekkil
malı vade ile satmak üzere vekil tayin eder ve vadeyi belirtirse, vekilin bu
şarta uyması lazımdır. Vadeyi belirtmeksizin tayin ederse, en sahih kavle göre
böyle bir vekalet sahihtir. Misli olan mallarda vade, halk arasındaki örfe göre
takdir edilir.
Vekil,
malı kendi adına satın alamaz ve küçük çocuğuna satamaz. En sahih kavle göre
babasına veya baliğ olan çocuğuna satabilir. Satış akdi yapan vekil bedeli
teslim alır ve malı teslim eder. Bedeli almadan malı teslim edemez. Bu şekilde
davranmazsa malı tazmin eder.
Bir malı
satın almak için tayin edilen vekil, ayıplı malı satın alamaz. Malı zimmetine
bağlı olarak satın alır da malın ayıbını bilmezse ve bedele denk ise, mal
müvekkile ait olur. Ancak malın ayıplı olduğunu bilirse, en sahih kavle göre
mal müvekkilin olmaz. Aypılı mal bedele denk olmayıp, vekil ayıbı biliyorsa mal
kendisinin olur. Şayet ayıplı olduğunu bilmiyorsa ve paraya denk değilse, en
sahih kavle göre müvekkilin olur. Ayıplı olduğunu bilmeden malı satın almış ve
müvekkil adına olmuşsa, bu takdirde hem vekil hem de müvekkil malı geri
verebilir.
Vekil
tayin edildiği işi yapabilecek durumda ise, müvekkilden izin almadan tayin
edildiği iş için vekil tayin edemez. İşi güzel bir şekilde yapabilecek durumda
değilse veya ona layık değilse müvekkilden izin almadan vekil tayin etmesi
sahihtir. Şayet iş çok olur ve vekil tümünü yapmaktan aciz kalırsa, mezhep
alimlerince kabul edilen rivayete göre yapması mümkün olanın dışında kalan
kısım için vekil tayin eder.
Müvekkil
vekiline izin verip: "Kendine bir vekil tayin et." derse ve o da bir
vekil tayin ederse, bu ikinci vekil birinci vekilin vekili olur. En sahih kavle
göre ikinci vekil, birinci vekilin azledilmesi veya ölmesi gibi bir sebeple
azlolması ile azlolur.
Müvekkil
vekiline: "Benim için bir vekil tayin et." derse, bu ikinci vekil
müvekkilin vekili olur. Keza hiçbir şart belirtmeksizin: "Bir vekil tayin
et." derse, en sahih kavle göre müvekkil adına tayin edilmiş olur. Ben
diyorum ki; bu iki durumda bir vekil, diğer vekili azledemez veya birinin
azlolması ile diğeri azlolamaz.
Vekilin
bir başkasını vekil tayin etmesini kabul etmemiz halinde, güvenilir birisini
tayin etmesi şarttır. Müvekkil güvenilir birinin tayin etmezse, vekil başkasını
tayin eder. Vekil, güvenilir birisini tayin eder de sonradan fasık olduğu
anlaşılırsa, en sahih kavle göre onu azledemez. Allah daha iyi bilir.
2. Vadeli
Mukayyed Satışta Vekilin Uyacağı Hususlar
Müvekkil
vekiline: "Malımı falan şahsa veya şu günde veya şu pazarda sat."
diye bir kayıt koyarsa vekilin müvekkilin emrine uyması lazımdır. Pazarı tayin
etme konusunda bir vecih vardır: Belirtilen pazarla ilgili özel bir maksat
yoksa, vekil malı başka bir pazarda satabilir.
Müvekkil:
"Malımı yüz liraya sat." derse, vekil bu bedelden daha aşağı bir
bedelle satamaz. Müvekkil vekiline: "Şu dinarla şu evsafta bir koyun
satın al." der, vekil aynı evsafta iki koyun alır da bir koyun bir dinar
değerinde değilse, müvekkil adına sahih bir akid olmaz. Her bir koyun mevcut
dinara eşit ise, en zahir kavle göre akid sahihtir. Mülkiyet hakkı
müvekkilindir.
Müvekkil,
malının belli bir kısmı ile bir şeyi satın almayı emreder de vekil zimmetine
bağlı olarak satın alırsa, alman mal müvekkilin olmaz. Keza müvekkil malı
vadeli almasını emreder de vekil peşin satın alırsa, en sahih kavle göre
müvekkil için geçerli sayılmaz. Vekil müvekkilin emrine muhalefet ederek malını
satar veya aynı malla satın alırsa, böyle bir tasarruf geçersizdir.
Vekil
müvekkilin ismini zikretmeden zimmetine bağlı bir malı satın alırsa, bu malı
kendi şahsına satın almış sayılır. Müvekkilinin ismini zikreder de satıcı:
"Bu malı sana sattım." derse, vekil ise: "Falan için satın
aldım." diye cevap verirse, keza en sahih kavle göre mal vekil için olur.
Eğer satıcı: "Müvekkilin Zeyd'e sattım." der, vekil de: "Onun
için aldım." derse, mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre akid
geçersizdir.
Vekil,
müvekkilin malı üzerinde güvenilir bir emanetçi hükmündedir. Her ne kadar ücret
karşılığı tayin edilmiş ise de hüküm böyledir. Şayet vekil mala karşı kusur
gösterirse, malı tazmin eder. Ancak en sahih kavle göre, bununla azledilmiş
sayılmaz. Akdin hükümleri müvekkile değil vekile taallûk eder.
Malın
görülmesi ve akdin geçerli sayılması akid meclisinden ayrılmaya göre dikkate
alınır. Müvekkil değil de vekil bedelin mecliste teslim edilmesini şart
koşmuşsa vekilin sözü geçerlidir.
Vekil bir
malı satın alır da malın bedelini müvekkilden almış ise, satıcı bedeli vekilden
ister. Müvekkil bedeli vekile ödememişse ve bedel belli bir mal ise, satıcı
vekilden talep edemez. Bedel vadeli olup zimmette zikredilmiş ise, satıcı
vekilden talep eder.
Müvekkil
vekilin vekaletini inkar eder veya onu tanımadığını söylerse, satıcı hakkını
vekilden talep eder.Vekilin vekaletini itiraf ederse, müvekkilden isteyebildiği
gibi en sahih kavle göre vekilden de talep edebilir.
Vekil
zamin, müvekkil ise asıl hükmündedir. Vekil malı satıp bedeli alır ve bedel
henüz eli altında iken telef olur da satılan malın bir başkasına ait olduğu
anlaşılırsa, vekil de vekaletim itiraf ederse en sahih kavle göre, müşteri
vekile müracaat eder. Sonra vekil müvekkile başvurur. Ben diyorum ki en sahih
kavle göre, müşteri ilk başta müvekkile başvurur. Doğusunu Allah bilir.
3.
Vekalet Akdi Caiz Olan Bir Akiddir
Vekalet
akdi, hem vekil için hem de müvekkil için caiz olan bir akiddir. Müvekkil,
vekil hazır iken onu azlederse veya "Vekaletini kaldırdım veya iptal ettim
veya seni vekaletten çıkardım." derse vekil azledilmiş sayılır. Vekil
hazır değilken azledilse hemen azledilmiş olur. Bir kavle göre, vekil
azledildiğini Öğrenmedikçe azledilmiş olmaz. Şayet vekil: "Kendimi
azlettim veya vekaleti geri verdim." derse azledilmiş sayılır.
Vekil
veya müvekkil ölüm veya delilik gibi keza en sahih kavle göre, devamlı baygınlık
gibi bir sebeple tasarruf ehliyetini kaybederse, azledilmiş sayılır.
Müvekkilin tasarruf hakkının mülkiyetinden çıkması ile de vekil azledilmiş
olur. Vekil, vekaletini unutarak veya zalimin zulmünden korkması gibi gizli bir
maksatla vekaletini inkar ederse, azledilmiş olmaz. Fakat bir maksat olmaksızın
vekaletini inkar ederse azledilmiş olur.
Vekil ve
müvekkil vekaletin aslında veya sıfatında anlaşmazlığa düşerlerse; örneğin
vekil: "Malı borca satmak için veya yirmi liraya satmak için beni vekil
tayin etti." der, müvekkil de; "Peşin satmak üzere veya on liraya
satm almak üzere vekil tayin ettim." derse, müvekkil yemini ile birlikte
tasdik edilir.
Vekil,
müvekkilin kendisine emrettiğini zannederek bir cariyeyi yirmi liraya satm
alırsa, müvekkil de, "On liraya satm alması için izin vermiştim."
diyerek ve yemin ederse, bu durumda bakılır: Vekil müvekkilin malının aynısı
ile satm almış ve akid esnasında müvekkilin ismini zikretmişse veya malı falan
kişi adına onun malı ile satm aldığını akidden sonra söylerse ve satıcı onu bu
sözünde tasdik ederse her iki durumda da akid batıl sayılır. Şayet satıcı onu
tekzip eder ve vekil tayin edildiğinden habersiz olduğuna yemin ederse, satın
alma akdi vekil adına gerçekleşmiş olur. Keza malı borca satın almış ve
müvekkilin ismini zikretmemiş veya zikretmişse ve satıcı onu müvekkilin ismini
zikrettiğini tekzip ederse, en sahih kavle göre akid vekil adına gerçekleşmiş
olur.
Satıcı,
müvekkilin adını zikrettiği konusunda vekili tasdik ederse, akid batıl sayılır.
Akdin vekil adına gerçekleştiğine karar verirsek müvekkilin: "Şayet yirmi
liraya satın almak üzere sana em-retmişsem onu sana yirmi liraya
satıyorum." şeklinde vekile teklifte bulunması için hakimin müvekkile
ricada bulunması müste-habtır. Akdin kendisine helal olması için vekilin de:
"Satın alıyorum." demesi lazımdır. Şayet vekil, "izinli
kılındığım konuda tasarrufta bulundum." der ve müvekkil de bu iddiayı
inkar ederse, müvekkil yemini ile birlikte tasdik edilir. Bir kavle göre, vekil
tasdik edilir.
Malın
telef olması konusunda yemini ile birlikte vekilin sözü kabul edilir. Keza
malın müvekkile iade edildiği hususunda da vekilin sözü kabul edilir. Zayıf
kavle göre ise, ücret karşılığı tayin edilen vekilin malı iade ettiği
hususundaki sözü kabul edilmez. Şayet vekil, müvekkilin elçisine malı teslim
ettiğini iddia eder de elçi bunu inkar ederse, elçinin sözü tasdik edilir. En
sahih kavle göre müvekkilin, vekilin sözünü tasdik etmesi gerekmez. Eğer vekil:
"Parayı aldım ve telef oldu." der, müvekkil de bu iddiayı inkar eder
ve ihtilâf malı teslim etmeden önce olmuşsa müvekkilin sözü kabul edilir. Aksi
halde (ihtilâf, mal teslim edildikten sonra olmuş ise) mezhep alimlerince kabul
edilen rivayete göre, vekilin sözü geçerli sayılır.
Borcun
edası için tayin edilen vekil borcu ödediğini söyler de hak sahibi bu iddiayı
inkar ederse, yemini ile birlikte hak sahibinin sözü kabul edilir. En zahir
kavle göre, delili olmadıkça vekilin sözü, müvekkilin aleyhine tasdik edilemez.
Yetimin
işlerine bakan kişi, yetim buluğa erdikten sonra malı kendisine teslim ettiğini
iddia ederse, en sahih kavle göre delil göstermesi gerekir. Vekil (kendisine
emanet bırakılan kişi) mal sahibi malını talep ettiğinde en sahih kavle göre:
"Şahit getirmedikçe malım veremem." diyemez. Malı gasp eden kişi ile
malı geri vermede sözü geçerli olmayan kişi, mal sahibi şahit göstermedikçe
malı kendisine vermeyebilir.
Bir kimse
borçluya gelerek: "Alacaklı sende bulunan borç malını veya malını almam
için beni vekil tayin etti." der ve alacaklı onu bu sözünde tasdik ederse,
malı ona teslim edebilir. Mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, vekil
tayin edildiğine dair şahit göstermedikçe borçlunun malı ona teslim etmesi
gerekmez.
Bir kimse
borçluya, "Hak sahibi beni sana havale etti." der, borçlu onu bu
sözünde tasdik ederse en sahih kavle göre, malı ona teslim etmesi gerekir. Ben
diyorum ki şayet: "Ben hak sahibinin varisiyim." der ve borçlu onu
tasdik ederse, mezhep alimlerince kabul edilen rivayete göre, malı ona teslim
etmesi vacibtir. Allah daha iyi bilir.
R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)
S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)