B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)
H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK
Muirin
(ödünç verenin) teberru yapma ehliyetine ve ödünç malın menfaatine sahib olması
şarttır. Kiracı, kiraladığı malı ariye (ödünç) olarak başkasına verebilir. En
sahih kavle göre ödünç alan kişi malı Ödünç veremez. Müstair (ödünç alan), bir
vekil vasıtasıyla maldan istifade edebilir. Meselâ ödünç aldığı hayvana kendi
ağırlığında olan eşini veya hizmetçisini bindirebilir.
Mustaar
(ödünç mal), aslı baki kalarak kendisinden yararlanılan bir mal olmalıdır.
Cariyeyi, bir kadına veya mahremi olan bir erkeğe hizmet için ödünç vermek
caizdir. Müslüman köleyi kafire ödünç vermek ise mekruhtur.
En sahih
kavle göre ariye akdinin muir tarafından: "Şunu sana iare olarak
verdim." veya müstair tarafından: "Şunu bana iare olarak ver."
gibi bir lafızla söylenmesi şarttır. İkisinden birinin telaffuz ettiği lafza
diğerinin uygun bir davranışla karşılık vermesi lafız için yeterli sayılır.
Bir kimse
başkasına: "Ona yem vermen veya atını bana ödünç vermen şartı ile atımı
sana ödünç veriyorum." derse, bu fâsid bir icare akdi olup ücret-i misli
gerektirir.
Ariye
iade edilirken bir masraf gerektiriyorsa, bu masrafın müstair tarafından
ödenmesi lazımdır. Ödünç mal kullanmak sebebiyle değil de başka bir sebeple
-kusur göstermeksizin olsa bile- telef olursa, müstair onu tazmin eder. En
sahih kavle göre ödünç mal izin verilen işlerde kullanılması nedeniyle telef
olur veya bir kısmı eksilirse, müstair zamin olmaz. Üçüncü bir kavle göre ise,
ödünç malın tümü telef olursa müstair zamin olur.
Bir kimse
kiracıdan kiraladığı malı iğreti olarak ister de eli altında iken telef olursa,
en sahih kavle göre zamin olmaz.
Bir
kimsenin hayvanı işine gönderdiği vekilinin elinde veya terbiye etmek üzere
verdiği kişinin elinde telef olursa, o kişi zamin olmaz. Müstair, verilen izne
göre ödünç maldan istifade edebilir. Meselâ; bir kimse buğday veya benzeri bir
tahıl ekmek için tarlayı ariye alır ve muir başka bir şey ekmesini
yasaklamamışsa, ekebilir. Ancak arpa ekmek için ariye almışsa, bundan üstün
olan buğdayı ekemez. Fakat mutlak bir tahılı ekmek için ariye almışsa en sahih
kavle göre akid sahih olup dilediği tahılı ekebilir.
Bir
kimse, bina yapmak veya fidan dikmek üzere bir tarlayı ödünç alırsa sadece
ziraat yapabilir. Bunun aksini yapamaz. En sahih kavle göre müstair, bina için
Ödünç aldığı tarlaya fidan dikemez. Keza fidan dikmek için aldığı tarlaya da
bina yapamaz. En sahih kavle göre, bir tarlayı mutlak şekilde ödünç akdi ile
almak caiz değildir. Bilakis tarladan faydalanma şeklini belli etmek şarttır.
İğreti
Akdi Caiz Olan Bir Akiddir
Ödünç
akdi vekalet akdi gibi caiz olan bir akiddir. Taraflar diledikleri zaman
emanet malı geri verebilirler. Ancak bir kimsenin mezarlık için ödünç verdiği
tarlasını, oraya gömülen cenaze çürüme-dikçe geri istemesi caiz değildir.
Üzerine
bina yapmak veya ağaç dikmek için tarlasını ödünç veren kişi belli bir zaman
tayin etmemişse ve müstair binayı yaptıktan veya fidan diktikten sonra
tarlasını geri isterse, muir de ağaç veya binanın meccanen söküp çıkarılmasını
şart koşmuşsa, müstairin bu şarta uyması lazımdır. Tarladaki bina ve ağaçların
sökülmesini şart koşmamışsa, müstair isterse, ağaç veya binayı söküp çıkarır.
Söküm veya yıkım nedeni ile tarlada meydana gelen çukurları tesviye etmesi en
sahih kavle göre gerekmez. Ben diyorum ki en sahih kavle göre, müstairin
tarlada meydana gelen çukurları tesviye etmesi gerekir. Allah daha iyi bilir.
Müstair
arzusu ile söküm veya yıkım işini yapmazsa, meccanen yapmaya zorlanamaz. Bu
durumda tarla sahibi şu hususlardan birini yapmakta muhayyerdir: Bir ücret
karşılığında fidanları tarlada bırakır veya fidanları söküp noksanlık farkını
öder. Zayıf kavle göre ise, fidanların değerini ödeyerek mülkiyetine geçirir.
Muir
yukarıda zikredilen hususlardan birini tercih etmezse, meccanen fidanları
sökemez. Müstair tarla için bir ücret ödesin keza ödemesin en sahih kavle göre
hüküm böyledir. Zayıf kavle göre ise, hakim tarlayı ve tarlada bulunanı satar
ve bedeli hisseler nisbe-tinde taksim eder. En sahih kavle göre, taraflar
muhayyer oldukları şıklardan birini tercih edinceye kadar hakim onları serbest
bırakır.
Muir,
ihtilâf giderilinceye kadar tarlaya girebilir ve ondan faydalanabilir. Müstair
ise muirden izin almadan bakıp gezmek için tarlaya giremez. En sahih kavle göre
sulama ve bakım işleri için tarlaya girebilir.
Taraflardan
her biri kendilerine ait malı diğerine veya üçüncü bir şahsa satabilir. Zayıf
kavle göre ise, müstair kendisine ait olan malı üçüncü bir şahsa satamaz.
Süreli
olan iğretinin hükmü, mutlak iğretinin hükmü gibidir. Bir kavle göre süresi
dolup muir tarlasını isteyince, noksanlık farkını ödemeden söküm işlerini
yapabilir.
Bir kimse
tarlasını ziraat için ödünç verir de henüz ziraat olgunlaşmadan geri isterse,
en sahih kavle göre, ürün hasat zamanına kadar tarlada kalır. Bu durumda tarla
sahibi istediği andan itibaren hasat vaktine kadar geçen süre için tarlanın
ücretini alabilir.
Tarla
belli bir süre için ödünç verilmişse, tarlayı alan kişi sözgelimi tohumu geç
atmak gibi bir kusur işler de bu sebeple ürün belirtilen sürede biçilecek hale
gelmezse, muir değer farkım Ödemeden ürünü söküp çıkarabilir.
Sel suyu
tohumu başkasının tarlasına taşır da tohum orada ye-şerirse, mahsul tohumun
sahibine ait olur. En sahih kavle göre, mahsûlü toplaması için tohum sahibi
icbar edilir.
Bir kimse
bir hayvana biner ve sahibine: "Onu bana ödünç olarak verdin." der,
mal sahibi ise: "Hayır sana ücretle verdim." derse veya tarla sahibi
ile ekin sahibi aynı şekilde anlaşmazlığa düşerlerse; mezhep alimlerince kabul
edilen rivayete göre mal sahibinin sözüne itibar edilir. Keza kişi, mal
sahibine; "Sen onu bana iğreti verdin." der, mal sahibi de:
"Hayır onu gasbettin." derse ve bu durumda mal telef olursa, ikisi
tazminat konusunda anlaşırlar. En sahih kavle göre ise, ödünç mal telef olduğu
günün değerine göre tazmin edilir. En fazla değerine veya teslim alındığı günün
değerine göre tazmin edilmez se
Mal
sahibi gasp edilen malının daha fazla olduğunu iddia eder-, iddia ettiği
ziyadelik için kendisine yemin ettirilir.
R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)
S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)