B. SELEM (PEŞİN PARA İLE VERESİYE MAL ALMAK)
D. REHİN SAYFA’NIN
ALTINA DOĞRU BAK
H. MÜŞTEREK KULLANILAN YERLERDE İZDİHAM YARATMAK
Şüf a
muamelesi, menkul mallarda olmaz. Ancak arsa ve içerisinde bulunan bina, ağaç
ve bunlara bağlı olan şeylerde olur. Keza en sahih kavle göre, henüz
belirlenmemiş meyvelerde de şüf a hakkı vardır. Müşterek olmayan tavan üzerinde
yapılan odalarda, keza en sahih kavle göre müşterek olan tavanda yapılan
odalarda ve bölüştürüldüğünde asıl amacı ortadan kalkan küçük hamam ve tek
gözlü değirmen gibi şeylerde en sahih kavle göre şüf a hakkı olmaz.
Şüf’a
hakkı sadece malda ortak olan kişi için vardır. Bir ev satılır da yoldan geçiş
hakkına ortak olanın şüf a hakkı olmaz. En sahih kavle göre müşteri için eve
giden bir başka yol veya sokağa kapı açma imkanı varsa, geçişte şüf a hakkı
vardır. Böyle bir imkan yoksa şüf a hakkı olmaz.
Eski şüf
adarın mülkiyetinden sonra yeni ortağın mehir, hul', can diyeti, mukâteb
kölenin taksitleri, kira ve selem akdinin ana parası gibi bir bedelle lazımî
akid (taraflardan birinin izni olmadan diğerinin akdi feshetme hakkı olmayan
akid) ile mülk edindiği malda eski şüf adarın şüf a hakkı vardır.
Şayet
satış akdinde her iki taraf veya satıcı için muhayyerlik şartı koşulmuşsa,
muhayyerlik müddeti bitmeyinceye kadar şüf a hakkı olmaz. Muhayyerlik hakkı
yalnız müşteri için şart koşulmuşsa ve mülkiyetin müşteriye ait olduğunu kabul
etmemiz halinde, en zahir kavle göre ilk ortak için şüf a hakkı vardır.
Mülkiyetin satıcıya ait olduğunu kabul ettiğimiz takdirde, ilk ortak için şüf a
hakkı olmaz.
Müşteri
satın aldığı ortak malda bir ayıp görüp malı geri iade eder de şüf a hakkına
sahip olan kişi maldaki ayıba rıza göstererek malı almak isterse, müşterinin
ona icabet etmesi lazımdır. İki kişi bir evi veya evin bir kısmını satın
alırsa, birinin diğerine karşı şüf a hakkı olmaz. Müşteri, satılan arazide
hissesi varsa, en sahih kavle göre şüf a hakkı ile satılan hissenin tümünü
değil ancak payına düşen miktarı satın alabilir. Örneğin üç kişi bir tarlada
ortak olur da birisi hissesini satarsa onu almak isteyen ortak hepsini alamaz.
Ancak payına düşeni alabilir.
Şüf’a
hakkı ile bir malı mülk edinmek için hakimin kararı, para ve müşterinin hazır
bulunması şart değildir. Fakat şüf adarın: "Bu malı şüf a hakkı ile aldım
veya mülk edindim." şeklinde bir lafız kullanması şarttır. Bu lafızla
birlikte şüf adar, şüf a hakkı ile almak istediği şeyi üç şartla mülk edinir.
1-Şüf’adar’ın
malın bedelini müşteriye teslim etmesi. Müşteri bedeli teslim alınca veya hakim
bedeli müşteriye gerekli kılınca şüf adar malı mülk edinmiş olur.
2-Müşterinin
malın bedelini şüf adarın zimmetinde kalmasına rıza göstermesi.
3-Şüf’adar
hakimin meclisinde hazır bulunarak hakkını ispat ederse, en sahih kavle göre
hakimin kararı ile malı mülk edinmiş olur. Mezhep alimlerince kabul edilen
rivayete göre şüf adar görmediği ortak malı mülk edinemez.
Ortak
Malın Bedeli
Bir kimse
ortak olan malı misli olan bir mal ile satın alırsa, şüf a hakkı olan kişi de
mislini vererek o malı satın alabilir. Şayet müşteri değer biçilen bir mal ile
satın almışsa, şüf adar alış-veriş günündeki değeri ödeyerek satın alır. Zayıf
kavle göre, muhayyerlik süresinin bitmesi ile akdin kesinleştiği günkü değeri
dikkate alınır. Şayet müşteri malı borçla almışsa, en zahir kavle göre şüf adar
isterse parayı peşin verip malı derhal alır, isterse vade süresi gelinceye
kadar bekler ve malı o zaman alır. Kişinin şuf adar olduğu mal ile başka bir
mal birlikte satılırsa şuf adar, şuf a hakkı ile payına düşen malı, (satış
vaktindeki) değeriyle satın alır.
Bir kimse
ortak olduğu malını mehir olarak verir ve şüf adar o malı almak isterse, malı
asıl değeriyle değil mehr-i misilin değerine göre karşılığını vererek satın
alır. Keza hul' bedelinin hükmü de aynıdır. Şayet müşteri, miktarı belli
olmayan bir bedelle satın alır da henüz miktarı belli olmadan mal telef olursa,
şüf adar malı alamaz. Şüf adar miktarı belli eder de müşteri paranın miktarının
belli olmadığını iddia ederse, müşteri miktarı bilmediğine dair yemin eder.
Şüf adar, müşterinin fiyatı bildiğini iddia eder de miktarı belirtmezse, en
sahih kavle göre davası geçersiz sayılır. Müşterinin verdiği bedelin, bir
başkasının olduğu anlaşıldığında bedel akid esnasında tayin edilmişse, satış
akdi ve şüf a hakkı geçersiz sayılır. Malın bedeli zimmette olup bir başkasının
olduğu anlaşılırsa, bu bedelin karşılığını verir ve satış akdi ile şüf a hakkı
devam eder. Şüf adar bilmeden başkasına ait olan bedeli müşteriye verirse, keza
en sahih kavle göre bilgisi olsa da şüf a hakkı batıl olmaz.
Müşterinin;
satış, vakıf ve icare gibi bir muamele ile satın aldığı ortak malda tasarrufta
bulunması sahihtir. Şüf adar, vakıf akdi gibi şüf a hakkı olmayan bir
muameleyi bozup onu şüf a hakkı ile alabilir. Şüf adar, satış akdi gibi şüf a
hakkı olan bir akdi isterse ikinci bir satışla alır, isterse akdi bozar veya
ilk şüf a hakkı ile alır. Müşteri ile şüf adar paranın miktarında ihtilâf
ederlerse, yemini ile beraber müşterinin sözü tasdik edilir. Keza müşteri malı
satın aldığını inkar eder veya şüf a hakkını talep edenin mala ortak olmadığını
inkar ederse, yemini ile beraber müşterinin sözü tasdik edilir. İlk ortak
(satıcı) malı sattığını itiraf ederse, en sahih kavle göre ortaklık malı
isteyen için şüf a hakkı sabit olur ve satıcı bedeli aldığını itiraf etmezse,
bedel kendisine teslim edilir. Bedeli aldığım itiraf ederse, bedel şüf adarda
mı kalacak yoksa hakim bedeli alıp muhafaza mı edecek? Bu konuda ihtilâf
vardır. Bunun benzeri "İkrar" bahsinde geçmiştir. (Yani kendisine
ikrar edilen, ikrar edeni tekzib ederse en sahih kavle göre mal onda kalır.)
Şüf ayı
hak eden birden fazla ise, her biri malı kendi hissesi nispetinde satın alır.
Bir kavle göre şüf a hakkına sahip olan her biri malı satın alabilir. İki
ortaktan biri hissesinin yarısını birine, diğer yarısını da başkasına satarsa,
ilk yarısında şüf a hakkı ilk ortağındır. Şayet ilk ortak malın ilk
yarısındaki payını almaktan vaz-geçerse, en sahih kavle göre ilk müşteri malın
ikinci yarısında onunla birlikte şüf a hakkına sahip olur. Payım almaktan
vazgeçmezse, ilk müşteri ikinci hissede ortak olamaz
İki şüf
adardan biri şüf a hakkından vazgeçerse, en sahih kavle göre şüf a hakkı
düşer. Diğer şüf adar isterse malın tümünü satın alır, isterse satın almaktan
vazgeçer. Fakat sadece kendi hissesini alamaz. Şüf a hakkı olanlardan biri
hakkının bir kısmından vazgeçerse, tüm hakkından vazgeçmiş sayılır.
Akid
esnasında iki şüf adardan biri hazır ise, bu şuf adar malın tümünü derhal satın
alabilir. Hazır olmayan şuf adar geldiği zaman isterse ona ortak olabilir. En
sahih kavle göre hazır olan ortak, diğeri hazır oluncaya kadar almayı
geciktirebilir. Ortak malı iki kişi alırsa şüf a hakkı olan kişi isterse
ikisinin payını, isterse birinin payını alabilir. Bir kimse iki kişinin ortak
olduğu malı satın alırsa, en sahih kavle göre şüf adar iki satıcıdan birinin
hissesini alabilir.
En zahir
kavle göre şüf a hakkı acele üzere kullanılır. Şu halde şüf adar satış hakkını
öğrenince, hakkını kullanmada örfe göre acele etmelidir. Şayet hasta veya
müşterinin bulunduğu beldeden uzak olur veya bir düşmandan korkarsa, muktedir
ise vekil tayin eder. Muktedir değilse, şüf a hakkını kullanmak istediğine dair
şahit bulundurur. Muktedir olduğu halde vekil tayin etmez veya şahit
bulunduramazsa en zahir kavle göre şüf a hakkım kaybetmiş olur. Şayet namaz
kılmaktaysa veya banyoda veya sofrada ise, bu işlerini bitirinceye kadar
bekleye bilir. Eğer geciktirir ve haber verene inanmadım der de, haber
verenler adil iki kişi ise bu mazeret kabul edilmez. Keza en sahih kavle göre
haber veren güvenilir ise de mazereti kabul edilmez. Haberci haberi kabul
edilmeyen bir kişi ise mazur sayılır.
Satışın
bin liraya yapıldığı şüf adara söylenir de sonra akdin beş yüz liraya yapıldığı
anlaşılırsa, şüf adarın hakkı bakidir. Bin liradan fazla bir ücretle satılmışsa,
hakkı batıl olur. Hak sahibi müşteri ile karşılaşır da ona selâm verir veya
"Allah akdini mübarek eylesin" derse, hakkı batıl olmaz. Dua
konusunda iki vecih vardır yani, bir veçhe göre hakkını kaçırmış olur. Hak
sahibi şüf a hakkının olduğunu bilmeden hissesini satarsa, en sahih kavle göre
hakkı batıl olur.
R. KIRAD - MUDAREBE (SERMAYE EMEK ORTAKLIĞI)
S. MÜSÂKÂT (AĞAÇLARIN BAKIMI VE SULAMA İŞİ)